Saturday, April 10, 2010

"AŞKIN DAMAKTA KALAN TADI"

İstanbul aşkla kuşatılacak. Küratörlüğünü Işık Gençoğlu'nun yaptığı Sergi "Aşkın Damakta Kalan Tadı" bu yıl "En'el-Aşk/Ben Aşk'ım" temasıyla üç farklı mekanda (Galier Tasarım, Nişantaşı City's, Galeri Binyıl) sanatseverlerle buluşacak.



Aşkın "büyülü", "güncel" ve "saf" hallerine; Aida Bergsen, Başak Çaka ,Beyza Boynudelik, Bihter Ayda Pekin, Burcu Arısoy, Canan Çelik, Devran Mursaloğlu, Dilek Aydıncıoğlu, Ebru Zarakolu, Elhan Ergin, Gül Bolulu, Gülnur Özdağlar, H. İbrahim Altın, Hakan Kürklü, Handan Kaynakgöz, Hayri Karay, İsmet Üstekin, Kaan Karacehennem, Kamil Masaracı, Lale Çavuldur, Mustafa F. İlik, Nelli Gavriyeloğlu, Nihal Sarıoğlu, Noyan Babataşı, Nuray Togay ve Aslıhan Özgen, Pınar Öncel, Pınar Yasav, Pınar Yeşilada, Reyhan Çezik, Sevgi Karay, Süreyya Acar, Şebnem Çamdalı, Tülin Akgül, Uğur Ataç, Umut Demirgüç, Zuhal Bilginalp gibi 30'u aşkın sanatçının eserlerinde tanıklık edeceğiniz sergileri Şubat ayı boyunca gezilebilirsiniz.


"AŞKIN DAMAKTA KALAN TADI"

Ülker yeni ortaklık peşinde

İSTANBUL - Yıldız Holding Yatırımlar ve İş geliştirme Başkanı Zeki Ziya Sözen'in katılımıyla gerçekleştirilen değerlendirme toplantısında verilen bilgiye göre, 1,4 milyar liralık kısmı yurt dışı satışlardan olmak üzere geçtiğimiz yıl Gıda faaliyetlerinden elde ettiği konsolide brüt cirosu 8,8 milyar lira seviyesinde gerçekleşen Holding, 2009 yılında gıdadan 428 milyon lira faaliyet karı elde etti.
2009 yılında 2 bin 500 kişiye yeni istihdam sağlayan Holding, 2010 yılında bin 400 kişiye yeni iş imkanı yaratmayı hedefliyor.
Geçtiğimiz yılı 274 milyon liralık yatırımla kapatan Yıldız Holding, 2010'da yeni global ortaklıklar ve Kişisel Bakım alanında yeni kategorilerde olmayı planlıyor.
ÇORLU'DA 200 MİLYON LİRALIK YATIRIMDanimarkalı Gumlink ile toplamda 200 milyon lirayı bulacak yatırımla Çorlu'da kurulan fabrikayı faaliyete geçiren Holding, çay alanında ortaklık yapılan Alman Laurens Spethmann Holding ile de yeni bir üretim tesisi kuracak.
2009 yılında Alman çay şirketiyle başlanan görüşmelerin tamamlandığı, yapılan anlaşmanın ardından siyah çay ve bitçi çayı alanında faaliyet gösterecek olan Milford Yıldız şirketinin kurulduğu belirtildi.
Milford Yıldız'ın yeni bir üretim tesisi kuracağı, Trabzon Arsin'de bir çay alım ünitesi açacağı kaydedildi.
KİŞİSEL BAKIMA 100 MİLYON LİRALIK YATIRIMYıldız Holding, 2010'da gıda operasyonları konsolide cirosundaki büyümeyi yüzde 12 olarak bütçelerken, 2010'da yeni bir global ortaklığın daha gerçekleşmesi konusunda çalışmaların sürdüğü bildirildi.
Ülker yeni ortaklık peşinde

Sunday, February 28, 2010

NEŞTERSİZ GÜZELLİK

Marie Claire - Aralık 2009



Debora Zakuto



Botoksa ciddi bir rakip olan ve şu sıralar Amerika' da oldukça yaygınlaşan no-tox, ciltteki kırışıklıkları ortalama iki yıl içinde azaltıyor, cilde herhangi bir toksik madde enjekte edilmediği için de daha sağlıklı kabul ediliyor. Global Furrow Relaxation (GFX) adıyla da bilinen bu yöntemin FDA onayı altı ay önce alındı. Özellikle iki kaş arasındaki bölgeyi hedefleyen bu yöntem, kaşların kalkık görünmesini sağlarken alındaki yatay kırışıklıkların ise azalmasına yardımcı oluyor.



ALIN MİMİKLERİ



Yapılan araştırmalara göre genellikle ilk yaşlanma belirtileri kaz ayağı diye tanımladığımız göz ve dudak çevresinde meydana geliyor. Daha sonra ise alında... Ancak günlük hayatında fazla mimikli konuşan kadınlarda alındaki kırışıklıklar, kaz ayağından daha önce de ortaya çıkabiliyor. Bu durumda botoks gibi uygulamalara baş vuruluyor. Oysa birçok kadın cildine yabancı madde enjekte edilmesinden aslında rahatsız! No-tox ise tam tersine toksinlerden uzak durmak isteyen kadınlar için özel olarak geliştirilmiş bir yöntem.



No-tox yönteminde kullanılan GFX radyofrekans aslında kardiyologların yıllardır kalp hastalarına uyguladığı bir tedavi yöntemi. Kalp atışları düzensiz olan hastalarda radyofrekans ile kalp kaslarına dokunup kalbin daha düzenli atması sağlanıyor. Dermatologlar da ince bir sondaj yöntemiyle aynı yöntemi yüze uyguluyorlar. Ancak bu işlemde kalp kasları yerine yüz kasları hareketsizleştiriliyor. Dahası herhangi bir enjeksiyona gerek kalmadan arzu edilen gençleşme elde edilebiliyor. Burada amaç radyofrekans dalgaları kullanarak kaşlarınızın çatılmasına neden olan kasları dondurmak.



No-tox' ta diğer neştersiz operasyonların aksine cilt dışarıdan değil, derinin alt tabakasından tedavi ediliyor. İşlem yüzdeki diğer kasları kesinlikle tahrip etmeden gerçekleştiriliyor. Böylece alnınız gerginleşiyor, iki göz arasındaki sinirler tahrip edilerek kaşlar arasındaki rahatsız edici kırışıklıklar azaltılıyor ve daha genç bir görünüm elde ediliyor. Üstelik birçok kadının arzuladığı kalkık kaşlara mimiklerinize zarar vermeden de sahip olmanız mümkün oluyor. Notox uygulaması yapan dermatologlar, bu yönteme bir tür tamamlayıcı olarak cilt masajları da gerçekleştiriyorlar.



CİLT İÇİN Spor MERKEZİ



No-tox uygulamasında kullanılan GFX radyofrekansta elle kullanılan ve çatalı andıran iki sivri uçlu bir iğne kullanılıyor. İğne içerisine elektromasaj ile cildin alt tabakasına yerleştirilen ve gerginleştirici etki gösteren bir serum yerleştiriliyor. Lokal anesteziyle gerçektirilen bu yöntemde, cilde zarar vermeden ince bir iğneyle kaş kenarlarına ya da alına, kırışıklıkların miktarına göre ayarlanan dozda radyofrekans termal enerji veriliyor. Dermatologlar önce iğne ile nabzın atmadığı doğru sinirleri buluyor ve ardından bu sinirlerin olumsuz yönde çalışmasını engelliyorlar. Sinirleri bloke etme işlemi iki saniye sürerken, asıl uygulama ortalama bir buçuk saat sürüyor. Ancak burada dikkat edilmesi gerekilen önemli bir unsur var! Notox uygulaması yapacak dermatologun sinir sistemleri ve kasların işlevsellikleriyle ilgili ciddi bir Eğitim görmüş olması gerekiyor. Uygulama sırasında doğru sinirleri bularak bloke etmek her şeyden önemli.



Kadınlar için yeni bir fırsat olan notox' un cilt altındaki kasların ilerleme kaydetmesi için birden çok fazla seçeneği bulunuyor. Amerika' da no-tox alanında uzman olan Dr. Ildi Pekar; uygulama sırasında hastaya göre ayarlarda değişiklik yaptığını dile getiriyor ve no-tox' un cilt için özel olarak hazırlanmış bir jimnastik salonunu andırdığını belirterek ekliyor; ''Spor salonuna gittiğinizde eğitmenler, kaslarınızın sağlıklı bir şekilde güçlendirmesi için size özel bir Program hazırlarlar. Dikkat ederseniz bu programlarda kaslarınızın çalıştırmak için hep farklı ağırlıklar kullanırlar. Her gün beş kilo kaldırmanız sağlıklı değildir. Benzer bir durum cilt için de geçerli. '' Eğer cildiniz mimik yapamayacağınız kadar gerginleştirilirse, yüz kaslarınız tamamen hareketsiz kaldığından beyin tarafından çalıştıklarını unutmaya programlanıyorlar, bakışlarınız ifadesizleşiyor ve doğal olmayan bir görünüm ortaya çıkıyor. Bu yüzden belli bir oranda mimik yapmanız da doğallık açısından çok önemli. No-tox' un amacı da istediğiniz yüz ifadelerini rahatlıkla gerçekleştirmenize yardımcı olmak. 2000 ila 3000 dolar arasında değişen fiyatıyla notox, ifadenizi kaybetmeden genç kalmanızı hedefliyor. Doğallığa dönüş yapan Hollywood yıldızları sayesinde ise şu sıralar oldukça popüler.


NEŞTERSİZ GÜZELLİK

Hem dümdüz hem sağlıklı

Saçlarınızın zarar görmeden dümdüz olmasını istiyorsanız, Rowenta Sublime saç düzleştirici tam size göre! Sürekli buhar üfleyen gelişmiş teknolojisi ile şaçınızı yumuşatarak yıpranmasını engelleyen bu düzleştirici, 30 saniyede kullanıma hazır hale geliyor.


saç bakımı


Hem dümdüz hem sağlıklı

Her zaman geçerli olan güzellik kuralları

Annenizin erkekler konusunda verdiği tavsiyelere kulak asmıyor olabilirsiniz. Ancak güzellikle ilgili önerilerini kulak ardı etmeyin. Bu kuralları, Cosmopolitan dergisi biraraya getirdi. İşte karşınızda uygulamanız veya kaçınmanız gereken Güzellik tüyoları...



Uyurken mutlaka saten yastık kılıfı kullanın



Saten dokulu bir yastık kılıfının üzerinde uyuyarak; saçınızın matlaşmasını, karışıp şeklinin bozulmasını önlersiniz. Gece uyurken başınızı sürekli yastığa sürtersiniz. Pamuklu kılıfların kaba yapıları da, tutamlarınızı karman çorman eder. Ayrıca gece yatmadan saçınıza uygulayacağınız vitamin bakımı ile saç tellerinizin etrafında koruyucu bir kalkan oluşturabilirsiniz. Ayrıca saten yastık kılıfları ile uyuduğunuzda cildinizde iz kalmasını önleyebilir ve zamanla kırışıklıklarınızda azalma olduğunu da fark edebilirsiniz.





Moraliniz için ruj sürün



Araştırmalara göre Canlı renklere bakmak beyni uyarıyor ve insanları daha iyi bir ruh haline kavuşturuyor. Kırmızı dudaklar; doğru ton ve uygulama ile herkese yakışır. Ancak ağır ve mat görünüm yerine daha ıslak dokuları tercih etmelisiniz. Gün boyunca, içinde kahve tonlarını barındıran yumuşak kırmızıları tercih ederek dudaklarınızın doğal rengini ortaya çıkarabilirsiniz. Gece ise, parlak kırmızı rujunuzu çok hafif bir Makyaj ve maskara ile kullanarak göz alıcı bir güzelliğe kavuşabilirsiniz.





Fazla makyaj yapmayın



Annenizin bunu önermekteki amacı sizi sadeliğe teşvik etmek istemesinden kaynaklanıyor olabilir. Ağır makyaj ve yapışkan kirpikler, yüz hatlarınızın karışmasına sebep olur. İhtiyacınız olan ilk şey, kapatılması gereken bölgelere fondöten uygulayarak yüzünüzde homojen bir görünüm elde etmek. Ardından göz kapaklarınıza boz renkli bir far sürüp, üst kirpiklerinizi kıvırarak iki kat maskara uygulayabilirsiniz. Bu, gözlerinizin daha büyük gözükmesini sağlar. Hafif renkli bir ruju parmaklarınız yardımıyla dudaklarınıza sürerek sade bir görünüm elde edebilirsiniz. Son olarak açık renkli bir allık ile cildinizin aydınlanmasını sağlayabilirsiniz.







Bacaklarınızı stiletto ile uzun gösterin



Yüksek topuklar ayak ucunda durmanızı gerektirdikleri için, doğal olarak sizi daha dik bir pozisyona sokarak bacaklarınızı olduğundan daha uzun gösterir. Özellikle cilt renginizle bütünleşecek ten rengi stilettolar, bacaklarınızın uzun görünmesi konusunda mucizeler yaratır.





Ölü derilerinizle çok uğraşmayın



Tırnakların kenarında bulunan derinin, bir başka adıyla kütikülün amacı tırnaklar uzarken onları korumaktır. Kütikülleri düzenli bir şekilde keserseniz, tırnak ve deri arasındaki koruyucu bariyeri kaldırmış ve şeytantırnağı, dengesiz uzama ve kuruluk gibi sorunlara kucak açmış olursunuz. Ayrıca keserken etlerinizi kanatabilir ve derinizin sertleşip kalınlaşmasına sebep olabilirsiniz. Siz en iyisi, tırnak kenarlarındaki sert bölgelerinize gece yatmadan önce vazelin sürün. Vazelini uyguladıktan sonra da, ellerinize bir çift pamuklu eldiven geçirin. Bu işlemi birkaç gece devam ettirdikten sonra bu bölgelerin yumuşadığını göreceksiniz.





Dik durarak uzun boylu görünün



Doğal olarak, kambur durursanız daha kısa görünürsünüz. Her zaman mükemmel duruşu korumak zor olsa da, kambur durmak omurga eğikliğine neden olur ve çekici olmayan bir siluet yaratır. Ayakta dururken veya oturduğunuzda, omuzlarınızı arkaya doğru atmaya özen gösterin. Omuzlarınızın aşağıya doğru düştüğünü fark ettiğinizde, vücudunuzun arka kısmının bir kukla gibi iple tavana doğru çekildiğini hayal edin. Böylece vücudunuz dik pozisyona kavuşacaktır.





Somurtmak kırışıklığa yol açar



Kaşlarınızı çatıp ağzınızın kenarlarını büzüştürmeyi alışkanlık haline getirdiyseniz, yüzünüzde çizgilerin oluşması an meselesi... Sürekli yapılan mimikler cildi zayıflatır ve esnekliğini yitirmesine sebep olur. Bu da kırışıklıkların oluşmasında en önemli etkendir. Bu durumu engellemek için doğal hareketlerinizi kısıtlamanız veya her an donuk bir ifadeye sahip olmanız gerekmiyor tabii... Derinin en ince olduğu göz çevresi ve ağız kenarı gibi bölgeleri sıkça esnetmemeye, düzenli nemlendirici kullanmaya dikkat etmeniz yeterli. Ayrıca retinol içeren bir gece kremi ile cildinizin direncini güçlendirebilirsiniz. Bu arada, güneş ışınları da cildinizde bulunan kolajene zarar verip yaşlanma sürecini hızlandırdığı için, gün içinde güneş koruma faktörlü bir bakım kremi kullanmaya da özen gösterin.





Güzellik uykunuzu sakın atlamayın



Güzellik uykusu' kavramının ardında Bilimsel bir gerçek yatıyor. Derin uyku sürecinde salgılanan hormon, vücudun onarımına yardımcı oluyor ve yeni hücreler oluşturarak cildin zararlı faktörlere (güneş, Stres, vb.) karşı güçlenmesini sağlıyor. Ayrıca, uyku eksikliği, uyuşuk ve yorgun olmaya sebep olur. Bu nedenle yeterince uyuyabilmek çok önemli. Birkaç gün geç saatlere kadar dışarıda kalmanız sorun yaratmaz çünkü bir hafta içerisinde ihtiyacınız kadar uyku alarak, çoğu sabah yataktan dinlenmiş hissederek kalkabilirsiniz. Bu da, sağlıklı yetişkinler için gecede ortalama yedi-sekiz saat uyku anlamına gelir.


Her zaman geçerli olan güzellik kuralları

“Türkiye nin nükleer konusunda zaman kaybetmeye artık tahammülü yok”


Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Metin Kilci, klasik ihale yönteminin Nükleer santral yatırımı için çok isabetli bir yöntem olmadığını belirterek, “Nükleer belki bir yarışmadır ama bir Güzellik yarışmasıdır, bir değer yarışmasıdır, sadece rakamlar bütünlüğü yarışması olamaz” dedi.
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Metin Kilci, nükleer santral projesiyle ilgili gelişmeleri anlattı.
Bu yılın önemli gündem maddelerinden birinin nükleer santral projesi olduğunu söyleyen Kilci, nükleer yatırımının önemli ve pahalı bir yatırım olduğunu ve devletin mutlaka bu yatırımlarda bir şekilde bazı riskleri paylaşıyor olması gerektiğini söyledi.
Ekonomik fizibilitesi ne olursa olsun, bazı garantiler olmadan kimsenin kolay kolay 10-15 milyar dolar parayı yatırmasını beklemenin mümkün olmadığını ifade eden Kilci, bu nedenle batıdaki adıyla PPP olarak bilinen devlet-özel sektör ortaklığı modelini çok önemsediklerini vurguladı.
Kilci, “Yani bu boyutta bir yatırımın özel sektör tarafından tek başına gerçekleştirilmesini düşünmek çok kolay değil. Kaldı ki sadece finansman boyutuyla değil, birçok hukuki, düzenleyici ve çevre boyutuyla da kamunun bu işte elini taşın altına koymazı lazım” diye konuştu.
KLASİK İHALE YÖNTEMİ ÇOK İSABETLİ BİR YÖNTEM DEĞİLDİ
Nükleer santral yapımı için klasik ihale yönteminin de çok isabetli bir yöntem olmadığını ve bazı yatırımlarda ihale ile her zaman en başarılı sonucun alınamayacağını savunan Kilci, şöyle konuştu:
“Ben ihale uzmanı bir kurumdan geliyorum. İhale için bir Yarışma ve yarışmanın parametrelerini belirlemek lazım. Nükleer öyle bir konu değil. Nükleer, evet belki bir yarışmadır ama bir güzellik yarışmasıdır, bir değer yarışmasıdır. Bunu tek bir değere indirgediğiniz zaman, rakamlar bütünlüğü yarışma olamaz.
Dolayısıyla TETAŞ tarafından yapılan ihalede bazı eksiklikler vardı. Nitekim Danıştay da yönetmeliği iptal ederek, bu eksiklikleri tespit etti. Bazı ön hazırlıklardaki eksiklikler de bu ihalenin başarısız bir şekilde sonuçlanmasına neden oldu. Fakat büsbütün bu ihaleyi başarısızlıkla tanımlamak da çok doğru değil. Çünkü önemli tecrübelerde edindik. En azından neyin olmayacağını gördük.”
“MUTLAKA KALICI ADIMLAR ATMAMIZ LAZIM”
Türkiye’nin nükleer konusunda zaman kaybetmeye tahammülü olmadığını kaydeden Müsteşar, “Kim ne derse desin nükleer konusunda çok geç kaldık ve mutlaka kalıcı adımlar atmamız lazım. Önümüzdeki 10-20 yıllık dönemde arz güvenliğinin en önemli parametrelerinden bir tanesi olan nükleer santralin Türkiye’ye kazandırılması lazım” dedi.
Kilci, nükleer santral yapımı konusunda Mersin-Akkuyu ve Sinop’u birbirinden ayırmadıklarını da söyledi.
DEVLET-ÖZEL ORTAKLIĞI NASIL OLACAK?
Devlet-özel ortaklığının yarı yarıya mı düşünüldüğünün sorulması üzerine Kilci, şu bilgileri verdi:
“Hayır, yüzde 50-yüzde 50 diye bir şey söz konusu değil. Oran belirtmek mümkün değil. Zaten devletin bu işi yüzde 50 ölçüde yapacak gücü olsa biraz zamanda yüzde 100’ünü de yapar. Ama kamunun mali durumu belli. Daha doğrusu elektrik şirketlerinin mali durumu belli. Bu sadece parasal anlamda ortaklık anlamına gelmiyor. Daha düşük oranda da olabilir bu. Bunun yanına parasal olmayan değerler konularak devletin ortaklığı sağlanabilir. Bir de devletin ortaklık oranıyla ilişkisi olmayan bir boyutu daha var. Yani yüzde 5 veya yüzde 3 ortak olursunuz ama önemli kararlarda da söz sahibi olmanız lazım. Nükleer öyle bir konu. Nükleerde devletin söz sahibi olmasını gerektiren çok önemli hususlar var, bunların belirlenmesi lazım. Nükleer gibi önemli konularda devletin mutlaka söz sahibi olması lazım. Ortaklık oranının ne olacağının çok fazla önemi yok. Bir de finansörlerin projenin finanse edilebilmesi için banka kredisi için devleti işin içinde görmek istiyor olmaları var. Bu da çok önemli.”
“İHTİYATLI HAREKET EDİYORUZ”
Türkiye’de nükleer santral konusunda daha önce 4 ihalenin yapıldığını ve fiyatın çok düşük çıktığı ihalelerin de bulunduğunu belirten Kilci, son ihalenin de nükleer santral yapımı ihalesi değil, bu santralden elektriğin alınması ihalesi olduğuna dikkat çekti.
TETAŞ gibi sadece alım garantili santrallerin kontratlarını yönetmekle sorumlu bir kuruluşun nükleer santral ihalesi gibi çok kapsamlı bir işi yapmasının biraz zor olduğunu ifade eden Metin Kilci, “Dolayısıyla biz biraz daha derli toplu, biraz daha geçmişten ders almış olarak ve biraz daha ihtiyatlı hareket ediyoruz. Bu, uzun soluklu bir iş. Bugün kazma vursanız, 5-6 yıldan önce devreye alamıyorsunuz. Önümüzdeki yıl kimin ne olacağı belli değil, ama bu santrali bu ülkeye kazandırmak yönünde ne kadar adım atabilirsek kendimizi o kadar kıvançlı hissederiz” dedi.
ESNEKLİKLER OLMALI
Kilci, bir nükleer santralin ömrünün 40-50 yıl olduğunu ve bu işletme dönemini planlarken bugünkü parametrelerle planlamanın imkansız olduğunu, dolayısıyla elektrik alım fiyatı başta olmak üzere bazı konularda esnekliklerin sağlanması gerektiğini vurguladı.
Esnekliklerin olmaması halinde yatırımcının ileride olabilecek riskleri hesap ederek fiyat vereceğine işaret eden Kilci, “Yani yatırımcı yapım ve işletme dönemi içinde ne kadar risk varsa fiyata yansıtacak. Siz bu riskleri ne kadar ortadan kaldırırsanız, yatırımcının fiyatı o kadar geriye çekme ihtimali var. Şimdi bizim bütün yapmaya çalıştığımız şey bu. Yani risk denilen şeyleri ne kadar azaltırsak o kadar iyi noktada oluruz” diye konuştu.
“Türkiye’nin nükleer konusunda zaman kaybetmeye artık tahammülü yok”

SİHİRLİ KUTU YU İLK KEZ AÇTI

Moda, aksesuvar hatta artık gece kulüpleriyle bir dünya devi olan Roberto Cavalli’nin iç giyim koleksiyonunun yeni yüzü Elisabetta Canalis oldu. Canalis, duayenin “Sihirli kutu” olarak adlandırılan evinin özel konuğuydu. Moda devi Hello dergsine sihirli kutu adını verdiği evinin kapılarını açtı

FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN

Roberto Cavalli bizi her seferinde şaşırtmayı nasıl başarıyor olabilir? Dokunduğu her objeyi arzulanan bir nesne haline getirmeyi biliyor. Dünyanın en ünlü kadınları onun arzu nesnesi haline gelmiş muhteşem tuvaletlerini giyiyorlar. Kurduğu Cavalli Clubs’daki votka şişelerinden göz alıcı mücevherlere kadar her şey gösterişli ve cezbedici. Kendinizi bir anda kırmızı halı seramonisinde yürüyor gibi hissediyorsunuz.

Ne yapacağı önceden asla tahmin edilemeyen, cömert, keskin zekalı, duygusal, Romantik ve baştan çıkarıcı. Çekimimiz sırasında onu stüdyosunda fotoğrafçı kimliğiyle de görme imkanına kavuştuk. LED efektler ve renkleri kullanarak yeni bir dünya yarattı. Podyumu andıran koridorların, sahneyi andıran zemin kaplamalarının olduğu evde soyut çiçekler her tarafınızı sarıyor.




Her şey tamamen Güzellik ve zarafetle meşgul ediyor zihninizi. Böylesine bir mekanda Aşk konuşmaktan daha güzel ne olabilir ki! George Clooney’nin sevgilisi Elisabetta Canalis, bugün onun özel konuğu. İçten bir gülümsemeyle bakıyor bizlere. Aslında hepimiz aynı şeyi öğrenmek istiyoruz: Elisabetta, dünyanın en beğenilen erkeğini elde etmeyi nasıl başarmış? Konuşmaya başladığımız anda cevabı da bildiğimizi düşünüyoruz. Doğallığından gelen gücü, gülümsemesi ve duygusallığı bizi mest ediyor.



MODA ANLAYIŞINIZ SON ZAMANLARDA ŞOVDAN UZAKLAŞTI. ANLAYIŞINIZDA BİR DEĞİŞİKLİK Mİ OLDU ACABA?

Her tasarımcı hayatında onu teşvik edecek şeylere ihtiyaç duyar. Cavalli kadını her zaman çok şehvetlidir asla zevksiz değildir. Aslında bence hiçbir elbise zevksiz, kaba değildir. Onu taşıma, giyme şekliyle insanlar zevksiz görünürler. Son sezonlarda çizgimi tamamen değiştirmek ve daha minimal bir tarza dönüştürmek istedim. Tabii ki bunu yaparken Cavalli modaevinin özünü oluşturan feminen, sofistike, elegan ve çekici özelliklere sadık kaldım. Bir sonraki koleksiyonumda baskılara, nakış işlemelerine önemli bir vurgu yapacağım, tam da benim müşterilerimin istediği gibi, bir kıyafeti giyen kadın, kendini ekrandan fırlamış gibi hissedecek. Güç algılanan şehveti hedefliyorum. Romantizme yeni bir dokunuş, şiirsel ve pastoral bir stil oluşturacağım. Doğal hayatın ilahi bir anlatımı olacak.



HAYATI ALGILAMANIN YENİ BİR YOLUNU ARIYOR MUSUNUZ?

Tam olarak değil. Son zamanlarda yavaşladığım bir an olmadı ya da şöyle söyleyebilirim: Hayatımdaki herhangi bir şeyi azaltmama gerek olacak bir şey olmadı. Refahı sağlamak için güzel ve dekoratif olan şeyleri alıyoruz. Hayatın her anında dönüşüm içinde olmamız kaçınılmaz ama bu benim karakterimdeki güzellik algısını değiştirmiyor. Moda anlayışım bu tarz şeylerden etkilenerek değişmez. Ben, profesyonel olarak bir kadının rüyalarındaki kıyafeti tasarlamak üzerine yaratıcılığımı kullanıyorum.







ÖNCEDEN BEKLENİR VE TAHMİN EDİLEBİLİR SÜRPRİZLERDEN NEFRET ETTİĞİNİZİ BİLİYORUZ…

Gerçekten yürekten alkışlanan ve ‘Made in Italy’ etiketinin elçisi olacak bir koleksiyon yaratıyorum. Gece kıyafetlerindeki çağdaş detaylar gözlerimi kamaştırıyor. Cavalli modaevi her zaman şıklığın, Devrimci tarzın ve duygusal dokunuşun simgesi olmuştur.

SEKSİ KADINLARI SEVİYORSUNUZ. BİR KADINA BAKTIĞINIZDA ÖZEL OLARAK NEYE DİKKAT EDERSİNİZ?

İlham kaynaklarımın en başında feminenlik yer alır. Bir kadın bedeninin dikkatli ve incelikli, özenli bir şekilde öne çıkarılmasından yanayım… Bir elbise bir kadının hayatını değiştirebilir hatta onun yeni bir aşka adım atmasına bile sebep olabilir. İlgi çeken ve şehvetli bir görünüm başlangıç noktasını oluşturur.



ŞEHVET KAVRAMININ DEĞİŞTİĞİNİ DÜŞÜNÜYOR MUSUNUZ?

Tasarımcılar her zaman bir kadının feminenliğini ortaya çıkarmanın farklı yollarını ararlar. Onun baştan çıkarıcı özelliklerini kaliteli bir şekilde öne çıkarmanın ve güzelliğini sergilemenin… Ama özünde, şehvet duygusu yüzyıllardır var ve değişmedi. Botticelli’nin Venüs’ü tıpkı yaratıldığı zaman gibi bugün de güzelliğin standardı. Hiçbir zaman podyumdaki Trend haline gelen, incecik kadınlardan ilham almadım. Her zaman gerçek kadınlarla ilgilendim, kıvrımları olan gerçek kadından etkileniyorum.



YENİ GECE KIYAFETLERİNİZİ NASIL TANIMLARSINIZ?

Aslında hepsi de başlangıçta kolay görünüyorlar. Bir kadının güzelliğini transparan detaylarla öne çıkarmak istedim. Maskülen kesimlerle kadın vücudunun nazikliğini vurguladım. Floransa binalarının sessizliğinden, zeytin yapraklarının renginden, ilkbahardaki gökyüzünün renginden etkilendim ve yeni çizimlerimde tüm bunları harmanladım. Eski hatıralarımdan yola çıkarak, bu sezon yeni bir rüya yarattım.



BİZE SÜPERMODELLERİNİZDEN BAHSEDER MİSİNİZ? EVA, NAOMİ, CİNDY… ONLARIN HER ŞEYİ İSTEDİKLERİ VE ARZULADIKLARI ŞEYİN O AN GERÇEKLEŞMESİNİ İSTEDİKLERİ DOĞRU MU?

Size onlarla ilgili yüzlerce Hikaye anlatabilirim ama bu benim onlarla kişisel ilişkim ve bende kalmalı! Eva Herzigova ailecek dostumuz ve onun bambaşka bir yeri var. Naomi’nin harika bir kişiliği vardır, tam bir sanatçı ruhu taşıyor. Cindy Crawford’a gelince, her Los Angeles’a gittiğimde onunla mutlaka buluşuruz ve ona elbise hediye etmeyi seviyorum, çünkü muhteşem görünüyor ve tasarımları hissederek taşıyor. Heidi Klum büyük bir Cavalli hayranıdır ve ben de onun büyük bir hayranıyım…

BÜTÜN YILDIZLARLA İÇ İÇESİNİZ. PEKİ SİZİN GERÇEK FAVORİLERİNİZ KİMLER?

Size isim veremem ama Beyonce, Jennifer Lopez, Sharon Stone ve Victoria Beckham’ın tasarımlarımı taşımalarından keyif alıyorum.

ELİSABETTA’YA DÖNERSEK, GEORGE CLOONEY İLE YAŞADIĞI AŞK HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?

Elisabetta ve George birbirlerine aşıklar. İkisi de oldukça cömert ve büyüleyici insanlar. Ve onların aşkı bir rüya. İnsanların da böylesine düşleri ihtiyacı olduğu için onların aşk hikayesi bu kadar ilgi çekici hale geliyor.


'SİHİRLİ KUTU'YU İLK KEZ AÇTI